Eğer özlersen…

Özlem.. Her sevgiyi pekiştiren, her seveni pişiren duygu.. Onsuz sevgiler yarım; onu yaşamamış aşklar yavandır. Onu hissedememiş kalpler katı ve durağan!.. Sevgi, özlemin eteklerinde açar. Özlem baharı bir gelmeye görsün, yaz kokusu burcu burcu burnunuza gelmeye başlar.. Tek korkunuz mevsimlerin sırasını şaşırmasıdır. Bu ihtimal haricindeki herşey ise “vuslat!.. vuslat!..” diye güle aşık bülbüllerin namelerine dem tutmaktadır.

Özlem.. “Özlemeye değer” olandan ayrıldığınız ilk anda ayrılık kumbarasında biriktirdiğiniz sevda akçeleridir.Uzayan ayrılıklarla beraber özleminiz artar; bu arada sevdanızın büyüdüğünün farkında değilsinizdir. Kumbaranız tamamen dolarsa bu kez umutsuzluklar başlar. Vuslata olan inanç yavaş yavaş güç kaybeder. Suçlular aranır, taraflar suçlanır, çıkmazlar zorlanır ve sevda saklanır.. Umutların tükendiği yerde kendisiyle hesaplaşır insan; sevda tekrar yeşillenir; “herşeye rağmen..” der, “herşeye rağmen” dönemi başlar. Özlem içine çektiğin hava olmuştur; sevdan oksijen..

Son vuslatta hafızanı gezdirir, yaşadığın ana geldiğinde özlemini saatler; sevdanı ise sonsuzluk cinsinden ifade edebilecek hale gelirsin. Hayaller kurar “ütopyam” ismini verirsin, şiirler yazar, şarkılar söyler ama özlemi bir türlü yenemezsin..Sevdanın sonuna üç nokta koyarsın, zira cümlen yeterince vecizdir..

Vuslat ansızın gelir.. En karanlıkta ufuk belirir; ağaçların “bahar!..” diyerek açan çiçekleri dökülürken, senin üzülmene vakit bırakılmadan meyvelerle yaz gelir..Kumbaranı açarsın; akçeler elmas olmuştur, özlemlerin sevinç…

Seni beklemek ne zor şey; özlem ne garip bir duygu!…

[Ağustos 2001 – Bilge Dergi yazılarımdan]

Benzer Konular

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir